Kısa Gezi Notlarından..

 
 
 

ORDAN & BURDAN – ALINTI PAYLAŞIMLAR

Bu sayfamız ; kaynaklarına bağlı kalınarak derlediğim değişik gezi notlarını içerir.!

Güncel olabilen bazı paylaşımları burada bulabilirsiniz..

 

 

☻☻☻

Hem seyahat edin, hemde “Çikolata” yiyin…

*Alıntı kaynağı “Pegasus magazin – 01.2016”

Çikolata ; Kalbi korur, Beyin faaliyetlerini geliştirir, Kolon kanser riskini azaltır, Bayanların siklus günlerine düzenleyici etkisi vardır, Glikoz metabolizmasını arttırır.

AVRUPA’DA ÇİKOLATA ;

• Londra : Montezuma’s , karı koca işletmecinin mağazasından limonlu çikolatası önerilmekte.!..
• Berlin : Rausch Chocolandi
• Paris : Angelina ,  African sıcak çikolatası önerilmekte.!.
• İstanbul : Çikolata Dükkanı , ülkemizdeki bu mekanda ” asuman siparişi ” önerilmekte..Kadıköy – Moda’da bulunan dükkandaki Asuman- dibinde krokan bulunan ve çilek ilaveli bir çikolata + az krema sos..
• Lüksemburg : Chocolate House ,  ayrıca kentin en popüler cafe’si..
• Norveç : G. Sjokolade , mekandaki Blue Cheese çikolatası önerilmekte..

ÇİKOLATA YOLCULUKLARI-MÜZE VE EVLERİ:

• İtalya : Amedei Tuscany , Dünyanın en prestijli çikolatalarından..
• Avusturya : Chocolate Theater , Zotter markalı fabrikanın turunda tiyatro,kakao sineması,interaktif oyunlar, sınırsız çikolata ikramı… 
• İspanya : Museu De La Xocolata , Barselona’da..
• İsviçre : Chocolate Train , Müthiş manzara eşliğinde harika lezeetler..Cailler çikolata fabrikasına yolculuk..
• Belçika : the chocolate dream , ülkede çikolata 18. yy sonrası gelişmiş..2000 den fazla dükkan var..Her yıl 10 binden fazla çeşidi ile 170 ton çikolata üretilmekte..

 

☻☻☻

BASEL ( İSVİÇRE )

( * alıntı kaynağı ; SAW- Terminal dergisi-01.2016)

Hem Alman hem de Fransız kültürünün hakim olduğu kent, Eski ve Yeni Basel olmak üzere 2 ye ayrılmakta.İsviçrenin kuzeybatısındaki “Basel Standt” kantonunun başkenti.Ülkenin Fransa ve Almanya ile sınırı vede 170 bin nüfusu ile üçüncü büyük şehri.Turistik amaçla kent nüfusu katlanabilmekte.Rezervasyonsuz gitmeyi planlamayın.!

Dünya ilaç devleri burada..Merkezde Üniversiteye bağlı Eczacılık Tarih Müzesi var.Rehberler olarak hem bedenin hem de ruhun dinlenebileceği bir kent olarak anılmakta.Kent gezisine Ren nehri üzerindeki ilk yapılan “Mittlere Brücke” köprüsü ile başlayın.1226 yapımlı yarı ahşap yarı taş yapılı bu köprüden şehrin neredeyse tümünü görmek mümkün.Nehir tekne gezileri ve tekne otelleri ile  sizlere imkan sunacaktır.Orta köprü (Middle Bridge)(=Mittlere Brücke) yanında yer alan kadın tarafından yürütülen bronz at heykeli fotoğraflanacak anıtlardandır.

Alış verişin merkezi olduğu Clara caddesinden ve Santa Clara kilise yönünden gelerek, köprüyü geçerek ilk soldan saptığınızda MÖ 13 yy da tasarlanmış Küçük Basel‘e ulaşmış olursunuz.

Basel şubat ayı sonunda renkli görüntülere sahne olur.3 gün süreli “Fasnacht”  karnavalı ile , maskeler davullar,sıradışı kostüm ve fener alayı kenti daha da eğlenceli kılacaktır.

Ren nehri kıyısı ve Markplatz’ daki restoran ve barlar canlılığın merkezidir.

İlginç dükkanları ile Müzeler sokağı ; Sizi Doğa Tarihi Müzesine çıkaracaktır.Canlıların evrimi, Mamut ve Dinazorlar, vahşi hayvan iskeletleri vs..ile tarihin eski canlı kemik bölgesidir.Bu müze sonrası  en çok ziyaret alan “Kunst Museum” a yolunuz çıkacaktır(Güzel Sanatlar müzesi).Holbein ailesi koleksiyonuna sahip müze 1872 de açılmış.Lucas Cranach, Albrecht Dürer, Rembrandt eserlerine vede Picasso’nun son dönem eserleri sergilenmekte.Müzenin yanı başı ; şehir pazarı olan Markplatz alanıdır.

Basel Katedrali ve Dev Dönmedolap – GiantWheel ( Herbstmesse ) :

Aslı Katolik katedrali olmakla beraber günümüzde Protestan kilisesi olarak kullanılan “Münster Katedrali” Ren nehtrine manzarası ile yüzyıllarca çok az değişime uğramıştır.Kırmızı kumtaşı duvarları, renkli kiremitleri, 60 m.den yüksek ikiz kulesi ile 1536 da burada ölen ünlü eğitimci “Erasmus“ un anıt mezarını barındırmakta.

Diğer gezi alanı ; 1979 da açılan Cartoonmuseum ( Karikatür müzesi) dir.700 kadar sanatçıya ait 3000 üzerinde eser barındırmakta.Ren nehri kıyısında ; kağıt müzesi ” Basler Papiermühle” orta çağ evi görünümü ve yanındaki su değirmeni ile sizleri eskilere götürcektir.Müzeden hediyelikleri almayı unutmayınız.!.

Küçük Basel’de tarihi yolculuk :

Markplatz’a dönerek 16 yy dan kalan Rönesans sarayı Rathaus ‘ı (Belediye binası) ziyaret edelim.Parlak kırmızı renkli yapıda kemerler ve iç avlusu dikkat çekmekte.

Yakınlardaki Belediye tiyatrosu vede önünde yer alan ünlü demir heykeltıraşı “Tinguely” imzalı Karnaval Çeşmesi görülmeden geçilmemeli.Heykeller ile su püskürten 10 adet çeşme var.Şehre ayrı bir renk katan yeşil renkli tramvaylar ile yapılan turda Barok ve Orta çağ Avrupasını soluyacaksınız.

 

☻☻☻

ANADOLUNUN 5 KÖPRÜSÜ

(* alıntı – Anadolu Jet magazin – 12.2014)

Nice uygarlığın göçlerine tanık olan ve birçoğuna ev sahipliği yapan Anadolu’nun dinamizmi, bu topraklara pek çok köprünün inşa edilmesinin de sebebi olmuştur.AnadoluJet magazin ülkemizdeki 5 köprüyü ele almış..

• Clandras Köprüsü -5 Tek Gözlü Frigyalı  :

Uşak ilinin Karahallı ilçesinde yer alan Frigyalılar döneminden kalma tarihi köprü. Köprü Banaz Çayı üzerine yaklaşık 2500 yıl önce yapılmıştır. Köprünün iki ucu, dağ kayalarının yarı beli üzerine oturmuştur. Uzunluğu 24 metre, derinliği 17 metre, eni 1,75 metredir. Taşların yüzleri kalemle işlenmiş ve kemerlerin iri taşları zıvanalı olarak birbirine iyice kenetlendirilmiştir. Kemeri kasnak biçimindedir.

Uşak’taki Banaz Çayı, Frigyalıların inşa ettiği Clandras Köprüsü’nün altında 2 bin 500 yıldır akıyor. Frigyalıların hangi amaçla yaptığına dair bilgi olmayan köprüyü daha sonra Lidyalılar, Kral Yolu’nun güzergâhını saptarken dikkate aldılar. Köprünün hemen yanında yer alan 17 metre yüksekliğindeki şelale ise yöreye ayrı bir güzellik katıyor. Köprünün civarı mesire yeri olarak kullanılıyor.Köprünün yanında Karahallı Elektrik Santrali vardır.

Ayrıca ; Buraya yakın alandaki Pepuza antik kentininde yakında olduğunu hatırlatalım (arkeolajide Efes kadar önemli imiş!).

• Justinianos Köprüsü (halk arasında – Beşköprü) :
  

Bizans Yadigârı, Adapazarı’na beş kilometre uzaklıkta halk arasında Beşköprü olarak bilinen Justinianos Köprüsü’nü Bizans İmparatoru II. Justinianos, başkent Konstantinapolis ile Anadolu arasındaki ulaşımını sağlamak için inşa ettirdi. İstanbul’daki Ayasofya ile aynı tarihlerde inşa edilen köprü zaman içinde Sangarius, Beşköprü gibi farklı isimlerle anıldı. İmparator Justinianos; 430 metre uzunluğunda, 9,85 metre genişliğinde ve 12 kemer gözlü bu köprü gibi dört tane daha köprü inşa ettirse de günümüze sadece bir tanesi ulaşabildi.

Tarihsel kaynaklarda köprünün büyük kemerinin üzerindeki kitabede “Mağrur İtalyan Esperi gibi, bütün İran, Medik ve Barbar kabileler gibi akan su… Akışı su kemerleriyle kesilen ey Sakarya, sen de şimdi hâkimane bir eserin esiri olarak akıyorsun.” yazdığı söyleniyor.

Bir zamanlar Sakarya Nehri için yapılan köprünün altından günümüzde Sapanca Gölü’nün sularını boşaltan Çark Suyu’nun bir kolu akıyor. Köprü, Boğaziçi yerine gemiyle Anadolu’dan geçmeyi mümkün kılan ama gerçekleşmeyen Bizans kanal projesinin bir parçası. Köprü, günümüzde Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları çerçevesinde şiir okuma etkinliklerine sahne oluyor.

Ayrıca ; Taraklı’ya gidip Tarihi evleri de görün!..

• Malabadi Köprüsü ;

Şarkılı Köprü – Silvan , Türk pop müziğinin öncü isimlerinden Selçuk Alagöz’ün bir şarkısıyla hafızalara nakşolan Malabadi Köprüsü, 12. yüzyılda Artuklular tarafından inşa edilmiş. Biri çok büyük olmak üzere beş gözlü olan köprünün boyu 150, eni 7, yüksekliği ise 19 metredir. Dünyada en geniş kemer açıklığına sahip köprüler arasında sayılan Malabadi, Batman’ı Silvan’a bağlayan yol üzerinde bulunuyor.

Türk sanatı üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Prof. Dr. Albert Gabriel: “Modern statik hesabının olmadığı devir için bu açıklıkta bir eser hayranlık vericidir. Ayasofya’nın kubbesi köprünün altına rahatlıkla girebilir. Balkanlarda, Türkiye’de, Orta Doğu’da bu açıklıkta, bu yaşta başka bir köprü yoktur.” der.Köprünün iki yanında ; nöbetçiler ve kötü hava koşullarında sığınak arayanlar için yapılmış iki adet nöbetçi odası bulunmakta.

• Ankara Selçuklu Köprüsü (Akköprü) :
  

Başkentin Selçuklusu, Başkentin en eski köprüsü Akköprü, Ankara’nın Yenimahalle ilçesindedir. Köprü, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad adına dönemin valisi Kızılbey tarafından inşa ettirildi. Çubuk Çayı, İncesu Deresi ve Hatip Çayı’nın birleştiği noktada ulaşımı sağlayan köprünün inşasında kesme bazalt taşı kullanıldı.

Yedi gözü ve sivri kemerli olan köprünün ortasındaki gözü diğerlerinden daha büyük ve yüksektir. 13. yüzyılda Bağdat’a uzanan ticaret yoluna inşa edilen köprü, bugün darlığından dolayı sadece yayalar tarafından kullanılıyor. Batı tarafında biri silik iki kitabe bulunan köprü, 77 metre uzunluğunda ve yedi metre genişliğindedir.

Osmanlı Devletinin son dönemlerine kadar, hacca ve askere gidenlerin uğurlandığı köprü,civarındaki semte de adını vermekte.

• Adana Alman Köprüsü (Varda Köprüsü) :

Çukurova’nin Koca Köprüsü, Varda Köprüsü, 1888 yılında Osmanlı İmparatoru Sultan II. Abdülhamit ile Almanya Kralı Kaizer Willheim II arasında imzalanan anlaşmayla yapımına başlanan İstanbul-Bağdat-Hicaz demiryolu projesi kapsamında 1912 yılında inşa edildi. Halk arasında Koca Köprü veya Alman Köprüsü olarak da bilinen Varda Köprüsü, 99 metre yüksekliği ve nefis manzarasıyla dikkat çekiyor.

Dört ana ayak üzerine kurulan, 172 metre uzunluğundaki köprünün inşası beş yıl sürdü. Adana’ya demiryolu ile 63 kilometre uzaklıkta bulunan köprünün hemen yakınında bugün kullanılmayan köprü ayakları bulunur. Bu ayaklar, Varda Köprüsü’nün inşasından önce geçiş için kullanılan ancak yapısı sebebiyle trenler için risk teşkil eden bir başka köprüye aittir.

Köprüye çok yakın olan Hacıkırı Köyü, civarındaki mesire alanları ve çam ormanlarıyla yöreye gelenlerin uğradıkları bir yerdir.

+ 2012 James Bond filminin bazı sahnelerine ev sahipliği yapmıştır.

 

☻☻☻

RÜYALAR ÜLKESİ İSVİÇRE

(* alıntı kaynak ; Pegasus magazine-kasım 2015)

Standartları ile doğası,tarihi güzellikleri,mimarisi ve sanatı ile gezginlere unutulmaz anılar yaşatan ülke..İsviçre’nin denize kıyısı yok ama topraklarının yaklaşık yüzde 60’ı Alpler ile kaplı. Almanya, Fransa, İtalya ve Avusturya ile sınırı olması da ülkeye ulaşımı kolaylaştırıyor. Oldukça küçük bir ülke olmasına rağmen İsviçre’nin ekonomisi gayet iyi durumda. Ülke, coğrafi konumu ve tarafsız duruşu nedeniyle 1815 yılından beri uluslararası bir savaşa katılmamış. Bu güvenilir ortam ve düzen hâli, sermaye sahiplerinin paralarını İsviçre bankalarında değerlendirmesine neden oluyor. Kısacası dünyanın parası İsviçre’de toplanıyor.Bu durum tarihi binalara da yansımış. Büyük savaşların yıkıcı etkisinden uzak kalan ülkede, 1600’lü yıllardan kalan pek çok yapı, dün yapılmış gibi karşınızda duruyor.
İsviçre, Avrupa’nın en yoğun demir yolu ağlarından birine sahip. Alp Dağları da dâhil hemen hemen her yere trenle seyahat edilebiliyor. Alp Dağları’nda yer alan kayak merkezleri ise misafirlerine unutulmaz bir macera deneyimi sunuyor.

ZURIH ;

İsviçre’nin en büyük kenti, finans ve ticaret merkezi Zürih, kozmopolit yapısına karşın temizliği, doğal güzellikleri ve düzenliliği ile de yaşanılası bir şehir. Uluslararası danışmanlık kuruluşu MERCER’in 2015 yılında yaptığı araştırmaya göre de dünyada yaşam kalitesi Viyana’dan sonra en iyi ikinci kent. Zürih, küçük bir şehir olduğundan yürüyerek rahatça gezilebilir. En bilinen caddesi Bahnhoffstrasse (İstasyon
Caddesi) tren garının karşısından başlayıp Zürih gölüne kadar devam ediyor. Bu caddede dünyaca ünlü markaların yer aldığı mağazalardan alışveriş yapabilirsiniz.

Kolay ulaşım için : İsviçre’de gezmeye başlamadan önce “SwissPass” serbest geçiş kartlarından edinmelisiniz. Üç, dört, sekiz ya da 15 günlük satılan bu kart ile şehir içinde ve dışında trene, otobüse binebilir ayrıca 480 kadar müze ve gösteriye
ücretsiz girebilirsiniz.

Görmeden Dönmeyin : Zürih Güzel Sanatlar Müzesi (Kunsthaus Zurich), Fortunagasse’deki Oyuncak Müzesi (Zürcher Spielzeugmuseum), ilgi çekici sergileriyle Rietberg Müzesi,
şehri ikiye bölen Limmat Nehri’nin sağında ve solundaki Grossmünster ve Fraumünster kiliseleri mutlaka görülmeli.

Konaklama : Zürih’te birçok otel seçeneği var. Şehir merkezine yakın ve ekonomik bir yerde kalmak isterseniz City Backpacker, Hotel du Theatre ve Hotel Otter’i tercih edebilirsiniz. Lüks bir yerde kalmayı tercih ediyorsanız, Hotel Opera, Baur Au Lac, Widder Hotel ve The Dolder Grand’da konaklayabilirsiniz.

CENEVRE ;

İsviçre’nin ikinci büyük şehri Cenevre, sakin ve huzurlu bir tatil için doğru tercih. Şehrin, Cenevre Gölü’ne kıyısının olması göl kenarında romantik yürüyüşler ve tekne gezileri için de güzel bir fırsat. Gölün kıyısı boyunca üzüm bağları, balıkçı köyleri, tarihi şatolar, lüks oteller ve villalar uzanıyor. İsviçre’nin Fransa sınırına yakın diğer şehirlerinde olduğu gibi halkın geneli Fransızca konuşuyor. Şehir merkezine beş km uzaklıkta olan havaalanından ve Cenevre Tren Garı’ndan pek çok Avrupa ülkesine geçiş yapabilirsiniz.

Kolay Ulaşım için : Cenevre’ye uçak ile seyahat ederseniz, havaalanından bedava ulaşım kartınızı almayı unutmayın. Şehir içinde ve diğer şehirlere ulaşım için kullanabileceğiniz bu kart ile tren, otobüs ve feribotla 80 dakika boyunca ücretsiz seyahat edebilirsiniz.

Görmeden Dönmeyin : Cenevre Gölü üzerinde yer alan ve şehrin simgesi hâline gelen “Su Jeti (Jet d’Eau)” görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Su Jeti, saatte 200 kilometrelik bir hızla 500 litre suyu 140 metre yüksekliğe fışkırtıyor. Rhône Nehri’nin Cenevre Gölü’ne döküldüğü bölge olan eski şehir merkezi de Cenevre’nin önemli noktalarından. Tarihi yapıların yer aldığı bu bölgede kurulan tezgâhlardan sevdikleriniz için hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Kuzey kulesinden Cenevre Gölü manzarasını izleyebileceğiniz Saint Pierre Kilisesi, Reform döneminden kalan özgün, kişisel objelerin sergilendiği Uluslararası Reform Müzesi, dünyaca ünlü Çiçek Saati ve Ulusal Anıt gibi birçok tarihi simgeyi barındıran İngiliz Bahçesi (Jardin Anglais) ziyaret edebileceğiniz diğer önemli noktalar.

BASEL;

İsviçre’nin üçüncü büyük şehri Basel, İsviçre, Fransa ve Almanya üçgeninin içinde yer alıyor. Bu nedenle üç ülkenin ortak havaalanına sahip. Euroairport-Basel-Mulhouse-Freiburg Havaalanı’nın Fransa, Almanya ve İsviçre olmak üzere üç çıkışı var. Sanat merkezleri, müzeleri, tiyatrolarıyla İsviçre’nin önemli sanat merkezlerinden olan şehir, büyük fuar ve kongrelere de ev sahipliği yapıyor. Şehrin içinden geçen Ren Nehri, Basel’i Büyük Basel ve Küçük Basel olarak ikiye bölüyor.

Kolay Ulaşım için : Basel’de yürüyerek birçok noktaya ulaşabilirsiniz. Yürümek istemiyorsanız yeşil ve sarı renkli tramvaylar ve otobüsleri de kullanabilirsiniz. Bunun dışında Basel Kart edinerek müze, tekne turu ve hayvanat bahçesine ücretsiz ya da indirimli girebilir, toplu taşıma araçlarına bedava binebilirsiniz. Basel Kart’ı tren istasyonlarından satın alabilir ya da kaldığınız otelden ücretsiz temin edebilirsiniz.

Görmeden Dönmeyin : Merkezdeki 500 yıllık belediye binası Rathaus, Basel’in en önemli yapılarından. Marktplatz yani market meydanındaki bina 16’ncı yüzyıldan kalma bir Rönesans sarayı. Şehri tepeden izlemek için Münster Katedrali, zengin koleksiyonuyla Kunstmuseum, dokuz ayrı mizahi karakter kullanılarak Jean Tinguely tarafından tasarlanan Tinguely Çeşmesi (Tinguely-Brunnen), 14’üncü yüzyılda inşa edilen ve günümüze kalan tarihi Spalen Kapısı ziyaret edilmeli.

 

☻☻☻

İSTANBUL – ÇUKURCUMA

(* alıntı kaynak ; Pegasus magazine-kasım 2015)

Kafeleri, antikacıları, tasarım ve müzik mağazaları ile Dünyaca tanınan İstanbul’un eski semtlerinden..Semt için tanıtıcı web.

Harita 

Çukurcuma hem İstanbullular’ın uğrak mekânı hem de şehir rehberlerine girmesiyle birlikte turistler için mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri oldu. Antikaya meraklı müdavimlerinin uzun yıllardır arşınladığı dar ve yokuşlu sokakları, sanat atölyelerini dolduranlar, yeni çıkan bir plağın peşine düşenler veya pazarları geç kahvaltıya gelenlerle kalabalıklaşıyor. Tarihin ve yeniliklerin yan yana nefes aldığı Çukurcuma’da gezip yemek yiyebileceğiniz ve alışveriş yapabileceğiniz gözde mekânlar kısa kısa tanımlanmıştır.

CUMA , web  ;

Giriş kısmındaki açık alanı ve harika kahvaltı menüsü Cuma’yı güneşli pazar sabahlarının vazgeçilmez adresi yapıyor. Ev sıcaklığındaki bu kafe restoran, öğle yemekleri için de ideal. Firuzağa Mahallesi, Çukurucuma Cad., No: 53/A, Beyoğlu 212 293 2062

HOLEY CAFE , web :

İçinizi ısıtan atmosferi ve nefis kahve-kek ikilisiyle Holy Cafe, Çukurcuma’nın en samimi ve popüler mekânlarından. Bol bol gazete dergi stoklayan kafeye Çukurcuma turunuzda soluklanmak ya da tüm gününüzü geçirmek üzere gidebilirsiniz. Kuloğlu Mah., Hacıoğlu Sok. 1/B, Çukurcuma 212 243 6869

MOZK , tasarım & antika :

Dönem mobilyalarından ilham alarak tasarlayıp ürettikleri mobilyaların yanı sıra ikinci el giysi satışı da yapılan Mozk İstanbul, iki kata yayılan mağazasıyla Çukurcuma’nın en büyüklerinden. Kuloğlu Mah., Ağahamamı Sok. No: 13/B, Beyoğlu 212 252 34 99

TOMBAK ANTİKA , web : 

70’li yıllardan beri Çukurcuma’nın önde gelen antikacılarından Tombak Antika’da iğneden ipliğe kadar dönemlerinin orijinali olan ve koleksiyon değeri taşıyan her şeyi bulmak mümkün. Çukurcuma Camii Sok., No: 7/A, Beyoğlu 0212 244 36 81

49 ÇUKURCUMA , web :

Leziz pizzaları ve Bozcaada’dan gelen sofra şarabının yanı sıra dekorasyonunu oluşturan parçaların satılık olması da onu benzerlerinden ayırıyor. Kuloğlu Mah., Turnacıbaşı Cad. No: 49, Beyoğlu 212 249 0048

ASRİ TURŞUCU ;

“Sirke mi limon mu?” sorusuyla akıllara kazınan “Neşeli Günler” filminden de aşina olduğumuz Asri Turşucu, 1913 yılında Fatih’te kurulmuş ve 1938’den beri de Çukurcuma’daki dükkânında turşunun kitabını yazıyor. Kuloğlu Mah., Ağahamamı Sok. No: 9/A, Beyoğlu 212 244 4724

KOÇGRİ MOBİLYA ; 

Antikacılarıyla meşhur Çukurcuma’nın ilk “yeni mobilya” üreticilerinden Koçgiri, ülkenin dört bir yanından topladığı eski ağaçlardan stil sahibi mobilyalar üretiyor. Ayrıca ufak tefek eski mobilya, aydınlatma elemanı ve aksesuarlarla retro tarzını destekliyor. Kuloğlu Mah., Faik Paşa Yokuşu No: 3, Beyoğlu 0212 244 0079

DEFORM MÜZİK ;

Plakların eski parlak günlerine geri döndüğü bu günlerde Deform Müzik, cazdan klasik müziğe indie’den funk’a kadar uzanan zengin ikinci el koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Kuloğlu Mah., Turnacıbaşı Cad. No: 45, Beyoğlu 0212 245 33 37

THE WORKS , web  :

Çukurcuma’nın en ilginç dükkânlarından “The Works: Objects of Desire” oldukça geniş ve bir o kadar da özenle seçilmiş bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Dükkânda eski şişelerden posterlere, mutfak gereçlerinden biblolara binlerce eski obje ve aksesuar sizi bekliyor. Kuloğlu Mah., Faikbaşa Cad. No: 6/1, Beyoğlu 212 252 2527

CAFE LUMİERE , web ; 

Cafe Lumiere’in bu çevrede rastlaması zor geniş arka bahçesi ve dopdolu kahvaltı menüsü uzun kahvaltı buluşmaları için birebir. Kuloğlu Mah., Altıpatlar Sok., No: 7, Beyoğlu 212 244 1267

Not : Buralarda iken ünlü “CEZAYİR SOKAĞI” na da gidin.

Cezayir Sokağı ya da Cezayir Çıkmazı : Beyoğlu, İstanbul’da yer alan bir sokak. Merdivenli çıkmaz sokak, Beyoğlu ile Tophane semtlerini bağlayan bir yaya yolu niteliği taşır.

Galatasaray Lisesi’nin arka kısmında bulunan sokak, 2003 yılının son aylarında, binaların birçoğunu satın alan bir şirket tarafından kısmen düzenlendi ve Fransız sokağı adı ile tanıtıldı.

İlgilenenlere (web.1)(web.2).

 

☻☻☻

STOCKHOLM

( * alıntı kaynak ; The Gate – TAV , nisan 2016 – Neşem Ç. Bozdağ )

İskandinavya’nın kültür başkenti..Mälaren gölünün Baltık denizi ile birleştiği noktada konumlanmış bir kent..İsveç’in başkenti ayni zamanda ülkenin kültür, sanat, siyaset ve ekonomideki merkezi..Dünyada en yaşanabilecek şehirlerin başında yer alan kent,çevresinde bulunan çok sayıdaki adacığın yanında, onları birbirine bağlayan kanal ve köprüleriylede ünlü..Burası , Kuzeyin Venediği.. Çok sayıda galeri,müze ve sanat alanı ile kültür başkenti..

İnsanların huzurlu  ve mutlu olduğu güvenli bir şehir..Yazları gündüzü geceye dönmeyen bir coğrafya..

Kent hakkında , küçük notlar :

+ Gamla Stan :

Kent merkezinde bulunan tarihi bir ada..Tarihi, nostaljik ve kraliyet Sarayı’nında bulunduğu bölge , vintage butiklerin, hediyelik ve tasarım ürünlerinin ve mağazalarının, tarihi cafe’ler ile çevrelediği Stortorget meydanı ile ünlü..

+ Södermalm :

Kendine has sarımtırak turuncu sokakların hakim olduğu bohem ruhu, tasarım kültürü ve kahve dükkanları ile öne çıkan bir semt.Söder’deki ( Swedish for “south” ) kokularıyla ünlü kahvecilerden mola vermeden ayrılmayın..* Drop Cafe

+ Östermalm ;

Kent’in kaymak tabakasının yaşadığı yer..Huzurlu ve bol ağaçlı yürüme yolu olan Karlavagen‘den Normalm yönüne doğru yüründüğünde taze balık , meyve ve sebzenin satıldığı Saluhall‘i görebilirsiniz.Buranın hemen arkası ; Östermalm yani Ulusal ve küresel markaların yer aldığı alışverişin merkezi..web

+ Norrmalm ;

Ofisler ve iş merkezlerinin olduğu bu alandan bir köprü ile Skeppsholmen adasına gidebilirsiniz.Burada dünyanın en iyi sanat müzelerinden birisi olan ” Moderna Museet ” i görebilirsiniz.İsveç modern sanat kolleksiyonu yanı sıra, Salvador dali, Henri Matisse, Marchel Duchamp gibi sanatçı eserlerini de bulursunuz..

Kent Müzeleri :

Rembrant, Goya ve Rubens gibi uluslararası ve İsveçli sanatçıların klasiklerine  yer veren  Ulusal müze, Disney, Barbie ve Star Wars gibi oyuncakların dünyası ile Mini World Stockholm, 19 yy ‘dan günümüze İsveç mimarisini konu alan Arkitektur Museet ve Hindistan, Asya, Japonya ve Kore kolleksiyonlarıyla Museum of Far Eastern Antiquites..

Eşsiz büyüklükteki Kraliyet sarayı ve Müzesi, Kraliyet ailesi düğün evi Barok yapılı ” Storkyrkan kilisesi ” ve Nobel ödül tarihini anlatan Nobel müzesi Gamla Stan’da yer almakta..

Djurgarden‘da ( web.1 ) ( web.2 ) ( web.3 ) ; Kültür tarihi arşivi ile  Nordiska müzesi, arkasında 400 yıllık tarihi savaş gemisi Vas’nın yer aldığı Vasa Müzesi ,  Dünyanın ilk açık hava müzesi olan Skansen ve ABBA‘nın müzik dolu müzeleri gezileceklerdendir.

Mola süresinde buraya’da gidin : Aperatif & Atıştırmalıklar ( Kaffekoppen & Chokladkoppen )..

**  Kent hakkında detaylı gezi bilgisi için web sitesini ziyeret edin!..

 
 
 
 

– ANA Sayfa’ ya dön –

 
 
 
 

( DEVAM  EDECEK )

 

Beni İzleyin !..