Rodos adası, Gezilecek Yerler.1

 
 

RODOS (Ρόδος /  RHODES)

GEZİ REHBERİ

(Gezi tarihi – eylül 2022)

 
 
Rodos adası; Avrupa, Orta Doğu ve Afrika arasında bir kavşak noktasındadır. Tarih boyu yaşadıkları, şehre ve adaya uzun tarihi boyunca birçok farklı kimlik, kültür, mimari ve dil kazandırmıştır. Başlıca deniz yolları üzerindeki konumu Rodos’a çok zengin bir tarih geçmişi ve konum kazandırmıştır. Ada yaklaşık MÖ 4000’den (Neolitik Dönem) beri ayaktadır.

Rodos şehri kazı ve kalıntı belgelerine göre, M Ö 408’de Ialyssos, Kamiros ve Lindos şehirlerinde kurulmuştur. Konumu ile deniz ticareti, gemi yapımı ile gelişen ticaret ve şehrin yönetiminde yer almış katılım ve geliştirici idareciler sayesinde Roma dönemine kadar Altın Çağını boyunca üç yüzyıl kadar sürdürmüştür..

Kısaca ada; tarihinde Antik çağa ait “Klasik” dönemi, “Roma” dönemini, “Bizans” ve “Şövalye”ler dönemi sonrası “Osmanlı” ve “İtalyan” dönemlerini görmüş sonuç olarak bugünkü “Modern” dönmine ulaşmıştır.

Rodos, On İki Ada’nın merkezi konumu ile Anadolu ve Yunan anakaraları arasında antik çağlardan itibaren sayısız medeniyetin ilgisini çekerek hâkimiyetleri altında kalmış, o bölgelerin kültürel anlamdaki zenginliklerini alarak günümüzde tercih edilir tatil destinasyonu ve turizm merkezi olmuştur. Rodos, Avrupa’da yerleşim olan en eski ortaçağ şehri’dir.
 
Daha önce de belirtiğimiz gibi  topografik olarak ada ; nüfusunun yarıdan fazlasına sahip ve ada’ nın uç kısımına lokalize olmuş “Rodos Şehri” ile kalan nüfusunda adanın değişik yerlerine dağılmış olan köy ve beldeler olarak ikiye ayrılır.
 

Rodos Ada Haritası (kapsamlı)

Rodos Kasaba – Belde Haritası

 
Rodos şehri de kendi içinde ; eski ve yeni olmak üzere 2 farklı bölüme ayrılmıştır.
 

Rodos Şehiri Haritası (Eski & Yeni şehir)


 
Biz öncelikle  ada’nın eski şehrini tanıyalım..
 
Rodos Eski Şehir (Old Town) – (bilgi için ► web)
 

Rodos, Eski Şehir Haritası.1

Rodos Eski Şehir Haritası.2

Rodos Eski Şehir Haritası.3


 
 
Rodos’a ulaşımımız deniz yolu ve feribot (Katamaran) ile oldu ise şehrin liman bölgesinde inmiş olacağız..
 

Liman Bölgesi& Eski Şehir Giriş Kapıları (Gate) 


 
Tarihi şehre girmeden önce Rodos şehir Limanları hakkında kısaca bilgi verelim. Şehirde farklı kullanım amaçlı özellikli başlıca 4 adet liman (harbor) bulunur.


• 1) Acandia (Akandia) Limanı ; Ana liman olum Eskişehir merkezine 3 km. uzaktadır. Yaz dönemi dev cruise yolcu gemilerinin kaldığı limandır.

• 2) Marina – Mandraki adıyla da anılan liman, eski çağlarda adı geçen ünlü Rodos Heykeli’nin de bulunduğu, Rodos’un diğer limanıdır. Şehir merkezi konumludur. Modern marina tesisi olarak Rodos’a gelen yatların uğrak yeridir.. Symi, Marmaris, Chalki, Lindos, Kalithea gibi merkezlere ve civar adalara kalkan küçük boyutlu teknelerin barındığı limandır.
 

Tarihi Rodos Heykeli

Antik Dünyanın orijinal Yedi Harikasından biri olan Rodos Heykeli, MÖ 304 ile 293 yılları arasında Lindoslu heykeltıraş Chares tarafından 12 yılda inşa edilmiş ve MÖ 282’de tamamlanmıştır. Heykel, liman girişinde duran güneş tanrısı Helios’u temsil ediyordu. MÖ 226’da şiddetli bir deprem Rodos’u vurdu, şehre ağır hasar verdi ve Colossus’u devirdi.
Günümüzde Rodos heykelinin (The Colossus of Rhodes), ayaklarının olabileceği tahmin edilen liman alanında iki sütun üzerinde yer alan “Elefos” ile “Elafina” isimlerinde iki geyik heykel’inin temsil ettiği düşünülmektedir.


 
Naillac Tower : Mandraki Limanına girmeden hemen kara tarafında Old Town’a çok yakın konumda bulunan kule 19.yy yapımlı, 46 metre yüksekliğinde bir gözetleme kulesiymiş (alttaki resim). Kule 1850’ lerde deprem nedenli hasar görmüş ve tehlike yaratır endişesi ile yıkılmıştır.

 
Mandraki limanına yakın bir de kilise var..
Rhodes Church of Annunciation : Kilise, Rodos Şehri’nin en ünlü kilisesidir. Kasabanın eski limanı Mandraki’nin kuzeyinde, Naillac kulesine yakın konumdadır.
 

Bu kilise, adanın İtalyan işgali sırasında 1920’lerde inşa edilmiştir. Tasarımı, Rodos Eski Kenti’ndeki Büyük Üstatlar Sarayı’nın bitişiğindeki Orta Çağ Gotik Aziz John Kilisesi’nin mimari tasarımına dayandırılmış.Başlangıçta, bu kilise Katolikti. 1948 yılından sonra Rum Ortodoks Kilisesi’ne dönüştürüldü.
Mandraki limanına yakın karakteristik bir binada bulunan yeni pazar “Nea Agora” yı ziyaret etmelisiniz. İhtiyacınız olan her şeyi burada bulacaksınız: kartpostallar, doğal süngerler ve diğer hediyelik eşyalar, baharatlar ve yerel yiyecekler.
 
• 3) Kolona Limanı ; Burası da şehir merkezine yakın onumu ile eski şehirin ana girişinin hemen karşısında bulunur. Mandraki gibi buradan da günlük gezi tekneleri kalkmaktadır.

• 4) Tourist Harbor (Turist limanı – Tourist Port) ; Bu limanda şehir merkezindedir. Günlük yada birkaç günlük büyük yolcu gemileri buraya yanaşır.
 
Eski şehir tarihi surlar ile çevrili, içinde Rodos Kalesi (& Büyük Ustalar Sarayı) ve Şövalyeler sokağı, Tarihi çarşı gibi önemli alanları barındıran bir orta çağ kentidir. Bu alana girmek için şehiri çevrelemiş duvarlardaki kapılardan (Gate) giriş yapacaksınız. Bu kapılar oldukça fazladır.

Kapılar liman taraflı- sahil girişli olabildiği gibi, şehrin iç (arka) kesimlerinde de bulunur. Alttaki haritalardan inceleyin!



 
Liman taraflı kapılar bir birlerine çok yakındır. Mandraki ile Turistik Liman arasında, kuzeyden güney yönüne doğru sıra ile kapılar ; Elefterias (Liberty Gate), St.Paul’s (Arsenal) Gate, Arnauld Gate, Marina (Sae) Gate, Virgin Mary’s (Panayia) Gate, St. Catherine’s Gate olarak isimlendirilmişlerdir.

Diğer iç kesimlerde yer alan giriş kapılarından bazıları da, güneyden batı yönüne doğru : St. Jhone’s (Red) Gate, St. Athanasios Gate, St. Antonio’s Gate (iç kısımdan Rodos Kale’sine giriş kapısıdır!) ve  D’Amboise Gate – kapılarıdır.
 
Eski şehir gezimizde gezi alanları alttaki haritada numaralandırılmıştır. Gezi alanı lokasyonu için bu haritaya bakın!

Eski Şehir Gezi Alanı Haritası


 
→ Feribottan indiğinizde, hazır Liman bölgesindeyken (Mandraki) ; Rodos heykelinin bulunduğu yerin karşında adını, denizcilerin koruyucu azizinden alan Aziz Nicholas Kalesi görün (no.1) (alttaki foto. en sağdaki kale).

Günümüzde kale, deniz feneri olarak faaliyet göstermektedir. Hemen karşı alanınızda  yer alan sıra sıra dizili yel değirmenleri önünde fotoğraf çekilmeyi unutmayın!
 
Şimdi Old Town’ a giriş yapmak için feribotlardan indiğimiz liman’ dan karşıya geçip az bir yol alalım..

Yukarıda adı geçen her kapıdan (gate) tarihi şehire girebilirsiniz.Buradan girmek zorunda değilsiniz!
 
Kapılardan “eski şehire” girişte sıklıkla tercih edileni  Marina giriş kapısıdır!. Bu kapı “Ana kapı” olarak da bilinir.

Bu kapından içeri girdikten sonra artık orta çağ kentinde’ yiz..
 
Gezi Alanlarımız için “bu haritaya” bakın!   ;
 
✓ Eski Şehir hakkında ;

Ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken ve eski şehir olarak adlandırılan kısım, Rodos Kalesi’nin de içinde kaldığı kısımdır. Burada farklı kültürlerin yansımalarını fark etmemek mümkün değildir. Ayrıca Kale bölgesi, bir zamanlar ‘Eski Pazar’ olarak adlandırılan birçok hediyelik eşya dükkanı, mağaza ve kuyumcuya da ev sahipliği yapmaktadır. Şövalye’ ler Bizans’ a ait bir dizi savunma hatlarını geliştirerek 8 adet sur inşa etmişler. Eski dönemde her sur 1 kapı içerirmiş. Günümüze sadece orjinal 7 kapı kalmış. En ilginç kapısı ; 1512 tarihli büyük üstad adına yapılmış D’Amboise kapısıdır (Kale ve Büyük Ustalar Saray girişi).

Genel görünüşü ile Old Town..


 
14. ve 15. yüzyılda Saint Jean Şövalyeleri şehri geliştirerek güçlendirmiş ve bu kenti kurmuştur. Şövalyelerin yaşadığı ve önemli binaların da yer aldığı bölge Collachium olarak adlandırılır. Burası eski şehirin bir bölümüdür.


Ayrıca eski şehirin çarşı girişinin hemen başında yer alan ve 14. yy’ dan kalma Meryem Ana Kilisesi’nin (Church of the Virgin Mary of the Burgh)(no.3) kalıntıların da yer aldığı vede özellikle yerel halkın yaşadığı bölge ise, Burgo ismi ile tanınır..burası da eski şehrin diğer bölümünü oluşturacaktır. Buraya, kentin ana giriş kapısının (Marina Gate) biraz ilerisinde bulunan “Panayia Gate (Virgin Mary)” kapısından daha kolay ulaşabilirsiniz!


Panagia tou Bourgou ( Burgh’un Bakire Meryem’i veya Kalenin Hanımı olarak da bilinir ), Orta Çağ’dan kalma Rodos Kenti’nin ana simge yapılarındandır. Adada inşa edilen ilk katedrallerden biridir ve Rodos’ta halen ayakta olan en eski kilisedir. Kilise 2. Dünya savaşında ağır hasar almıştır. Zamanında Rodos şövalyelerinin kullandığı bu kilise, Osmanlı Devleti’nin Rodos’u fethetmesi ile birlikte bir dönem cami olarak kullanılmış. Taştan yapılmış kilise, Gotik mimari tarzına sahip üç koridorlu, kubbeli bir bazilikadır. Başlangıçta, kilisenin etrafındaki yapı kompleksi 6 şapel ve 7 mezar içeriyormuş. Günümüze ulaşan kilisenin 3 tonozlu kemerinin yanı sıra şapellerden kalma kalıntılara da rastlayacaksınız. Kilise artık işlevsel olmayabilir, ancak yaz aylarında ören yerinde çeşitli kültürel etkinlikler düzenleniyor. Kemerler akşam saatlerinde aydınlatılmaktadır.
 
Kolona Limanı karşısında bulunan Marina Gate (ana giriş ) kapısından giriş sonrası eski şehirde neler görülecektir?

Eski şehire giriş

Orta Çağ kalıntıları ve şövalyeler döneminden bu zamana kadar ulaşmış mimari yapıların yanında, Osmanlı mirası sizleri burada karşılar olacaktır. Hendek ve siperler ile çevrili surlar arasında ;  Rodos’un Arnavut kaldırımlı taş döşeli yollarının bağlantı yaptığı meydanlar, restoran & küçük kafeler ve tavernalarının, hediyelik – turistik eşya satan mağazalarının yer aldığı,  araç trafiğine kapalı olan eski çarşı size güzel anılar yaşatacaktır. Eski şehir’ de yaklaşık 200 cadde ve sokak vardır.

Eski Şehir, Ara Sokaklar


 

Gezi güzergah haritamız


 
Etrafımız sağlı sollu mağazalar ve hediyelik eşya satan renkli dükkanlar ile doludur.


Az ilerde karşımıza ortasında fiskiye olan, insanların toplandığı – buluşma noktası olan  bir meydan’a çıkarız. Hipokrat meydanı (no.4)..

Çevresi taverna, restoran ve bar & cafe’lerle dolu olan bu meydan, Rodos için gece hayatı denildiğinde ilk akla gelen yerlerden birisidir. Meydanın bir köşesinde 1507 senesinde inşa edilen Şövalyelerin mahkeme binası bulunmaktadır.

Meydan denince akla gelmişken buraya yakın konumdaki  Evreon Martyron Meydanı’nı da (Jewish Martyrs Square)(no.5) hatırlatalım..ki burası, Meryem Ana Kilisesi kalıntılarının hemen bitişiğidir! Meydanda  İkinci Dünya Savaşı’nda Naziler tarafından öldürülenler anısına yapılmış bir anıt bulunuyor. Zamanında bu meydan Yahudi mahallesiymiş. Meydan “Yahudi Şehitler Meydanı” olarak da anılmakta. Meydana yaklaşık 200 m. mesafede ; Rodos’ta ibadete açık olan tek cami “Pargalı İbrahim Paşa Camisi” ni görebilirsiniz (no.6). 1540 yıllarında Sultan Süleyman adına inşa edilmiştir. Camii, Hipokrat Meydanı’ndan da sadece 3 – 4 dakika uzaklıktadır.


 
Kaldığımız yerden geziye devam..

Hipokrat meydanına bağlanan çarşı caddesinden (Sokratous / Sokrates) ilerleyip sağlı sollu çarşı dükkanları arasındaki hafif yokuşlu yol üzerinden ilerliyoruz. Sokağın ortalarında sağ yönümüzde bulunan “Mehmet Ağa” camii (no.7) ve sokak sonlarında yer alan tarihi Saat Kulesini göreceğiz (Medieval Clock Tower) (Fethi Paşa Saat Kulesi olarak da bilinir).

1852 tarihinde Sultan Abdülmecid zamanında, Tophane müşiri Ahmed Fethi Paşa tarafından yaptırılmış olan kule, günümüzde gözetleme-seyir kulesi olarak da kullanılmakta. Kule’ nin tepesine çıkarak çatısının üzerinden eski şehrin manzarasını seyretmek mümkündür.

Süleymaniye Camii ve Saat Kulesi


Sokrates Sokağı’nın son bölümünde, gül pembesi duvarları ile dikkat çeken minaresiyle Kanuni Sultan Süleyman Camii bulunur (no.8). Osmanlı hakimiyetini simgeleyen camii 1523’te yapılmıştır ve Rodos’un en görkemli camisidir. 1800’lü yıllarda yeniden yapılan cami, 2005 yılındaki yenileme çalışmasının ardından ibadete tamamen kapatılmıştır.

Günümüzde, belirli saatlerde müze olarak ziyaretçilere açıktır. Kanuni Sultan Süleyman Camisi ayrıca Süleymaniye Camii olarak da bilinmektedir.


 
Süleymaniye Camii’nin karşısında bulunan Fethi Paşa Kütüphanesi, 1794 yılında kurulmuş. 15. yüzyıl, 16. yüzyıl ve Fatih Sultan Mehmet döneminden kalma el yazması Kuran-ı Kerim örneklerinin sergilendiği kütüphanede ayrıca ; Fizik, Matematik ve Gökbilim kitaplarına ait çeşitlemeler bulunmakta.

Caminin önündeki “Panaitiou” sokağından 500 m. kadar ilerleyince tarihi Rodos Kalesi girişine ulaşırsınız.
 
Bu arada, Rodos’ta bulunan camii’ler için kıs bir not düşersek..

Osmanlı döneminde Rodos’ta 27 camii bulunsa da, günümüzde  sadece yedi tanesi ayakta kalmış. Sultan Süleyman camii’ nin güney ucunda “Sultan Mustafa Paşa camii” ve yanında da Kanuni Sultan Süleyman adına inşa edilmiş olan “Mustafa Paşa Hamamı”, bulunur (no.9) (alltaki fotoğraf, kubbeli yapı).

Asırlık hamam UNESCO belgelerinde Türkçe olarak ‘Yeni Hamam’ diye geçiyor ama kapısındaki levhada ‘Belediye Hamamı’ yada “Büyük Hamam” yazmakta imiş!.
Yine burada, Hamam’ a komşu olan,  minare ucu yıkık olan “Sadrazam Recep Paşa Camii”  1588 yılında IV. Murad dönemi sadrazamlarından Recep Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami eski şehrin Turk mahallesinin tam ortasındaki meydanda bulunmaktadır. Adada ayrıca, adanın en uç kısmında bulunan, Rodos için en eski camii konumunda olan Murad bey camii bulunmakta. Ada birkaç adet mescit’e de ev sahipliği yapar.
 
Artık Rodos Kale’ sindeyiz..

Rodos Kalesi 4 km. uzunluğunda  kumtaşı duvarlardan yapılmış bir hisardır. Rodos Kalesi’ne, surlarla çevrili bir ortaçağ şehri demek de yanlış olmayacaktır.

Rodos Kalesi, dünyanın en iyi korunmuş tarihi kalelerinden birisidir. Konum itibariyle Doğu ve Batı arasındaki ticaret yolları üzerinde bulunan kale, siyasi anlamda da oldukça önemli bir noktadadır. Yapıldığı ilk günden itibaren Hospital Şövalyelerine ait olan hisar, saray, karargah ve kale olarak kullanılmıştır. Bugün müze olarak kullanılan kale, UNESCO Dünya Mirası listesine dahildir.
** (alttaki fotoğraf Süleymaniye camii güzergahından kale girişidir)

Rodos Kalesi (no.2), yuvarlak kuleleri olan yaklaşık 6.000 m²’ lik dikdörtgen bir yapıdır. Batı tarafındaki burçta halen sergilenen toplar bulunmaktadır.

Güney cephedeki kemerli bir kapıdan girildiğinde karşınıza geniş avlu alanı çıkacaktır. Bu bölüme daha sonra İtalyanlar bir Şapel eklemişler. Kalenin bir bölmesinde mücevherler, silahlar, kitaplar ve sanat koleksiyonu bulunur. Orta çağ kostümleri, oyma mobilyalar ve el dokuması tekstil ürünleri sergide yer almaktadır.
(alttaki foto – Eski Şehir – sağda Süleymaniye camii, solda Kale & Büyük Ustalar Sarayı ve karşıda Liman)


Kale’den görüntüler…


 
Eski şehir müze ve Galerileri ;
Old town, Helenistik ve Erken Hıristiyan dönemine ait birçok arkeolojik kalıntıları içeren bir bölgedir. Bunları “Rodos Arkeoloji Müzesi” nde görebilirsiniz (no.10).

Müze Şövalyeler cadde sonunda, Şövalyelerin büyük hastanesi binasında yer alır. 1440 yılında inşaat başlamış ve 50 yılda tamamlanmıştır. Giriş ücreti ; tam bilet 6 € olup, Avrupa birliği ülkeleri için 18 yaş altı ücretsizdir!
Haftanın 7 günü açıktır (saat 08-19) – web bilgi
 
Şimdi, Kale içinde önemli bir saray’ dayız..

Gezi Güzergah Haritamız


 
Grand Masters of the Knights / Büyük Üstatlar (Ustalar) Sarayı (no.10) :


Bugün UNESCO koruması altındaki Saray, şövalyelerin Rodos’a bıraktığı en değerli mimarilerden birisidir. Gotik stilin ender örneklerinden biri olan Grand Masters, Kastello olarak da anılıyor. Saray, orta çağın çakıltaşlı yolu olan Şövalyeler sokağının sonunda yer alır.

Oldukça görkemli ve bir o kadar da heybetli duran bu saray; zamanında şövalyelerin idari merkezi olarak kullanılıyormuş. Günümüzde ise Rodos’un antik ve orta çağa ait eserlerinin sergilendiği bir müze olarak hizmet veriyor. 158 odası olmasına rağmen bugün sadece 24 tanesi ziyarete açık. Odalarda 16. ve 17. yüzyıla ait antika mobilyalar, çok renkli zarif mermerler, heykeller, halılar ve kaliteli Doğu medeniyeti vazoları bulunmakta. En önemli odaları ; Büyük Kabul Salonu, Bekleme Salonu, Balo salonu ve zarif döşeli Müzik Odası’dır. Medusa Mozaiği de kaçırılmaması gereken bir mekanıdır. Antik Roma ve Bizans sanatının bir mozaiğiyle döşeli zeminler şöyle dursun, aralarında P. Gaudenzi ve F. Vellan’ın da bulunduğu ünlü sanatçıların freskleri özel bir öneme sahiptir. Ayrıca iç avlu, Yunan ve Roma dönemine ait birçok heykelle süslenmiştir. 1856’da Saint John kilisesinin bodrum katına gizlenmiş cephanenin patlaması sonucu büyük ölçüde tahrip olmuştur. 20. yüzyılın başlarında saray, o dönemde Oniki adaları işgal eden İtalyanlar tarafından restore edilmiştir. Sonraki yıllarda İtalya Kralı III. Victor Emmanuel ve Benito Mussolini’nin tatil evi olarak da hizmet vermiştir. Bugün Yunan Devletine ait ve içinde ilginç bir müzeye ev sahipliği yapıyor. Pazartesi –Pazar, saat 08-20 arası açık ve giriş ücreti kişi başı tam & ind. 6 €.  Ancak ; 10 € bilet ile hem saray, hem de arkeoloji müzesi ve Dekoratif sanatlar müze girişi için kombine bilet var! – * Müze kışları Pazartesi kapalı! – 6 Mart (Melina Mercouri anısına) ; 18 Nisan (Uluslararası Anıtlar Günü) ; 18 Mayıs (Uluslararası Müzeler Günü) ; Her yıl Eylül ayının son hafta sonu (Avrupa Miras Günleri) ; Ulusal bayramlar’ da MÜZE girişi ücretsiz!
Web Bilgi için bakınız!
 
Buradan sonra,  kent’ in sur içi  önem arz eden bir sokağa varıyoruz..

Şövalyeler Caddesi (Sokağı) (no.11) ;


Eski Rodos’un en ünlü ve en çok ziyaret edilen yeridir. Yunanca’da “Odos Ippoton” olarak da bilinen, 600 metre uzunluğundaki Orta Çağ caddesi, haritalarda “Ippoton caddesi” olarak bilirtilir. Liman ile Büyük Üstadlar Sarayı (Grand Masters Palace) arasında yer alan sokakta, sağlı sollu Hospitalier Tarikatı‘nın mensuplarına ait hanlar yer almaktadır. 14. yüzyılda Gotik üslupta yapılan binalar, şövalyelerin bir araya geldikleri ve konaklama yaptıkları yerlerdir. Binaların üzerindeki armalardan ve bayraklardan hangi hanın, hangi ülkenin şövalyelerine ev sahipliği yaptığını anlayabilirsiniz. Günümüzde ise müze olarak hizmet vermektedir. Sokaktaki Fransız konsolosluğuna girebilirseniz bina içi ve avluları inceleme imkanı yakalayabilirsiniz.Cadde başlangıcı Şövalyeler hastenesidir.

Gezi Güzergah Haritamız


Şövalyeler sokağı Ippoton’dan sahile doğru (doğu yönü) inince orta çağ kalıntılarının yer aldığı, başka

bir meydanda oluruz (Megalou Alexandrou square + Apellou str.) (no.12). Meydan Rodos Arkeoloji müzesiyle de komşudur.

Meydanda neler var?
11. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş ; Our Lady of the Castle (Panayia) / Panagia tou Kastrou Kilisesi bulunmakta. Kilise eski kentte korunan bilinen en eski ve en büyük kilisedir.

Meydan alanı & Kilise

İlk öcesi Ortodoks kilisesi iken sonraları Katolik kilisesi olarak faaliyet göstermiş, Osmanlı döneminde ise “Enderum camii” ne çevrilmiştir. Günümüzde arkeoloji müze bünyesinde koruma altındadır.Bu alanda Rodos Turist infor. ofisini ziyaret edin!

Meydan aynı zamanda eski dönem kalıntılara da ev sahipliği yapmakta (Temple of Aphrodite /Afrodit tapınak kalıntıları).


Rodos’un Eski Kenti, MÖ 3. yüzyılda antik Afrodit tapınağına ev sahipliği yapmaktadır. Antik Yunanistan’da Afrodit’e adanmış olan tapınaklar, Afrodit’in limanların hamisi olduğuna inanıldığı için çoğunlukla limanların yakınında inşa edilmiştir. Arkeoloji müzesinde yer alan Afrodit heykelinin bu kalıntılara ait olduğu tahmin edilmektetir. Afrodit antik çağda güzellik ve aşk tanrıçası olarak kabul edilirdi. Afrodit, Zeus ve Dione’nin kızıdır. Adı Yunanca’da “parlak” veya “parıldayan” anlamına gelir.

Kalıntı alanının karşısında “Municipal Art Gallery of Rhodes” – Rodos Belediyesi Sanat Galerisi vardır.

20. yüzyılın önemli Yunan ressamlarına ait eserlerin sergilendiği “Rodos Belediye Sanat Galerisi” ni isterseniz ziyaret edin..
 
Kalıntıların yanı başında eski şehirin kuzeydoğu kesimindeki Freedom / Eleftherias Gate (Liberty gate) Kapısından çıkarak liman ve sahil bölgesine geçebilirsiniz.

 
 
(Sonraki sayfamızda yenişehir ve diğer gezi alanları)
 

Önceki SayfaSonraki Sayfa

– Ana Sayfa’ya dön-

 
 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir